Yapay Zekâ Çağında İnsan Odaklı Tasarım

Hızlı teknolojik ilerleme ve Yapay Zekâ’nın (YZ) yaygınlaştığı çağımızda mimarlık ve tasarım, insan merkezli inovasyonda yepyeni bir döneme girmektedir. Yapay Zekâ’nın tasarım konularında artan rolü ve insan odaklı tasarımı geliştirme potansiyeli her zamankinden daha görünür hale gelmektedir. JCoDe’un 5. Cilt 1. Sayısı’nın teması, Yapay Zekâ teknolojilerinin tasarım pratiklerini nasıl etkilediğini araştırmayı ve insan ihtiyaçlarını, konforunu ve refahını ön planda tutan çalışmaları vurgulamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda insan merkezli tasarım yaklaşımına odaklanarak yapay zekâ ve tasarımın kesişimini araştıran araştırmaları, makaleleri, derinlemesine araştırmaları ve iç görüleri teşvik eder.

Çağımız, tasarım alanında yeni bir sayfa açan, insan yaratıcılığı ile teknolojik gücün dinamik bir yakınlaşmasına işaret etmektedir. Bu fikre paralel olarak mevcut tema, bireylerin refahının ve deneyimlerinin merkezde yer aldığı yapay zekanın tasarım pratikleri üzerindeki çok yönlü etkisini keşfetmeyi hedeflemektedir. Özünde, "Yapay Zekâ Çağında İnsan Odaklı Tasarım", tasarım ve mimarinin geleceğine bir yolculuğu, yapay zekanın yaratıcı potansiyelinin tasarım eylemiyle birleştiği bir yeni arayışı temsil ediyor. Bu tema, insanın düşünce, arzu ve ihtiyaçları ile teknolojik inovasyon arasında gelişen etkileşimin bir kanıtıdır ve yapay zekanın temelde insanlığın farklı ihtiyaçlarından kaynaklanan tasarım araç, ortam, destek ve önerileri oluşturma kapasitesini gösterir.

Bu bağlamda JCoDe'nin onuncu sayısı, İnsan Odaklı Tasarım İlkeleri, Yapay Zekâ ile Geliştirilmiş Kullanıcı Deneyimi (ArchUX), Kapsayıcı Tasarım ve Erişilebilirlik, Akıllı Evler ve Nesnelerin İnterneti (IoT) Entegrasyonu, Yapay Zekâ ile Desteklenen Yaratıcılık, Mimarlık ve Tasarım Pedagojilerinde Yapay Zekâ, İnsan Odaklı Yapay Zekâ Etiği, Vaka ve Uygulama Örnekleri vb. tartışmaları içermektedir.

 

20 Ekim 2023 : Makale çağrısı

8 Ocak 2024 : Tam makale teslimi (Dergipark)

12 Şubat 2024 : Kabul, red ve revizyonların bildirimi

4 Mart 2024 : Revizyon teslimleri (Dergipark)

25 Mart 2024 : Dergi sayısının yayımlanması 

https://jcode.itu.edu.tr/

https://dergipark.org.tr/tr/pub/jcode

 

ISSN 2687-4318

 

Tüm Dergi Açılır Sayfa

Formatında

 

 

Kapak

1. Kapak Sayfası

Sayfa I

Editörden

2. Tasarımda Hesaplamalı Model

Gülen Çağdaş, Ethem Gürer, Sema Alaçam

Sayfa V

Makaleler

3. Mimari Formun Evrim Anlatısı ve Canlı Form Hali

Betül Uçkan, Pelin Dursun, Ahsen Özsoy

Sayfa 193-226

Uçkan, B., Dursun, P., & Özsoy, A. (2023). Mimari Formun Evrim Anlatısı ve Canlı Form Hali. JCoDe: Journal of Computational Design, 4(2), 193-226.

https://doi.org/10.53710/jcode.1325535

ÖZET

Mimarlık tasarımında form kavramı, tarih öncesi dönemlerden beri tartışılmaktadır. En yalın haliyle, form, yapının şekli, kabuğu, içinde yaşanan hacim olarak ifade edilebilir. Çalışmada hedeflenen, tarihsel süreçteki formun değişimini ve evrimini analiz ederek yeni anlamlarını ve potansiyellerini keşfedebilmek ve form üzerine eleştirel bir bakış açısı geliştirebilmektir. Bu hedef doğrultusunda çalışma üç ana eksen üzerinde kurgulanmıştır. İlk aşamada, tarihsel süreçte formun evrimini analiz etmek için tasarlanmış bir haritalama yer almaktadır. Bu haritalama ile kronolojik olarak, formun ele alınış biçimindeki değişimler, form tasarım ve üretim tekniklerine odaklanılarak tartışılmaktadır. Bu aşama ile, formun artık sadece çizimlerle temsil edilen ya da statik olarak üretilen nihai bir ürün olmadığı, aksine zaman-mekânsal bir düzlemde, tasarımında ya da üretiminde süreç ve dinamizm içeren bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. İkinci aşamada ise, formun evrimi ‘canlı form’ (vital form) olarak ifade edilen yeni bir kavram üzerinden tartışılmaktadır. Form, statik veya durağanı temsil ederken, canlı form, dinamik ve devingen bir hal tarif etmektedir. Form, tasarımcı tarafından yukarıdan aşağıya sembolik olarak tasarlanan veya oluşturulanı ifade ederken, canlı form, tasarım veya üretimine etkide bulunan aktörlerin etkisiyle aşağıdan yukarıya oluşan, otonom olan bir hal ifade etmektedir. Ardından, çalışma kapsamında önerilen model üzerinde, form ve canlı form arasındaki ilişkiler, geçişler, etkileşimler, değişimler; kuramsal tartışmalardan elde edilen kavram setleri ve üretim, tasarım süreçlerindeki açılımları birlikte ele alınmakta ve yorumlanmaktadır. Mimarlıkta forma ilişkin böyle bir okumanın, farkındalığın, günümüz form kavrayışına, tasarlama ve üretme pratiklerine yeni açılımlar getireceğine inanılmaktadır.

 

Anahtar Kelimeler: Mimari form, Form tasarımı, Form üretimi, Canlı form, Form.

4. Spekülatif Mimari Çizimin Yaratıcılık Rolü Üzerine Bir Korelasyon İncelemesi

Büşra Şık, Merve Şule Yörük, Serdar Aydın

Sayfa 227 – 244

Şık, B., Yörük, M. Ş., & Aydın, S. (2023). Spekülatif Mimari Çizimin Yaratıcılık Rolü Üzerine Bir Korelasyon İncelemesi. Journal of Computational Design (JCoDe), 4(2), 227-244.

https://doi.org/10.53710/jcode.1143952

ÖZET

Bu çalışmada dijital tasarım araçlarının yer aldığı keşfe dayalı temsil dili üretiminin, mimari nesne tanımlama gücü üzerinde durulmaktadır. Çalışmanın amacı nesneleşme sürecine giren mimari temsiller arasındaki korelasyonları bulmaktır. Mimari proje süreçlerindeki konvansiyonel pratiklerin maslahatçı yaklaşımları çizimi sadece bir temsil aracına ve görsel son ürün (blueprint) olma durumuna sınırlandırmaktadır. Bu araştırmada ele alınan çizimlerde ise fikirlerin gerçek nesnelere dönüşürken virtüel değerlerini kaybetmemeye zorlayarak tasarım sürecinin bir sınaması yapılmaktadır. Dijital tasarım süreçlerinin sayısal tabanlı yaklaşımları, tasarım ürününü çeşitlendirip ürettiği alternatiflerin bilgisini de tasarım alanına (design space) dahil eden ve dönüştüren şekliyle gelişmektedir. Gelişen bu metodolojik çeşitlilik içinde çizim nesnelerinin tanımlanması ve bu nesnelerin arasında kurulan ilişkilerin tasarıma dahil edilmesi, daha öznel bir varoluş süreci arayan mimari elemanların çelişki üreten temsildeki ve mekânsal gerçekliğini sorgular hale getirir. Bir taraftan çizim, değişken karakterli, çok yönlü, rastlantısal ve belirsiz öğeleriyle tasarım sürecinde ve sezgisel tasarımda etkili yönlerini ortaya koymaktadır. Bu bakımdan çizimin çalışmadaki vurgusu, tasarlamanın erken dönem pratiklerini de bütün sürece dahil ederek, çizimi sezgisel ve yaratıcı sıçrama yönelimleri üzerinden ele almaktadır. Diğer taraftan ise temsili oluşturan dijital materyal ve zihin arasındaki etkileşimli süreç; çizimi araştıran, kendi kaynaklarına yönelen ve kendini üreten yeni bir nesne olarak da düşünülebilir. Çalışmanın, ikircikli alana yaptığı katkı; çizim nesnesinin tanımını yapmak, tanımlı nesnenin tasarım sürecine dahil ettiği farklı değişkenleri belirlemek, değişken arasındaki belirsiz ve tanımlı korelasyonları doğrusal, doğrusal olmayan veya döngüsel şekliyle sezgisel süreçlerin çağrılmasına bağlıdır. Tasarım araştırmasının değerlendirilebilir ve kıyaslanabilir bir ölçeğinin oluşturulması için pozitif ve negatif ( [-1,0]-[0,1] ) korelasyonlar kullanılmıştır. Korelasyon değişkenleri sabit (sıfır [0]) kılan doygun durumlar, çizim nesnesinin ortam ve materyalini değiştirmeye dolayısıyla tasarımın sezgisel süreçte ilişkilerini değişikliklere zorlamaktadır. Atölyedeki tasarım süreçleri içerisinde eş zamanlı olarak üretimler; ölçekler arasında gidip gelerek bu yaklaşımını modelleme, görselleştirme, aktör(ler) ile ilişkilendirme ve hikayeleştirme amacıyla aramaya ve tanımlamaya çalışmıştır. Bu yaklaşım sürecinin gözlenmesi ve dokümantasyonu mimari proje atölyesinin deneysel gelişimiyle kayıt altına alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Dijital tasarım, Korelasyon, Sezgisel tasarım, Spekülatif mimari çizim

5. Erken Tasarım Aşamasında Mimarlık Öğrencilerinin Fiziksel ve Bilgisayar Destekli Modelleme Kullanım Tercihleri

Buket Samancı, Özge Taşpınar, Yaşar Emir Karcı, Başak Cengiz, Selen Ozdogan, Dilek Yıldız, Michael Stefan Bittermann

Sayfa 245-272

Samancı, B., Taşpınar, Ö., Karcı, Y. E., Cengiz, B., Ozdogan, S., Yıldız, D., & Bittermann, M. S. (2023). Erken Tasarım Aşamasında Mimarlık Öğrencilerinin Fiziksel ve Bilgisayar Destekli Modelleme Kullanım Tercihleri. Journal of Computational Design (JCoDe), 4(2), 245-272.

https://doi.org/10.53710/jcode.1307294

ÖZET

Bu çalışmada mimarlık öğrencilerinin erken tasarım aşamasında fiziksel maket ve bilgisayar destekli tasarım (CAD) yoluyla modelleme konusundaki kullanım tercihleri analiz edilmiştir. Veriler, dokuz sorudan oluşan bir anketten elde edilmiştir. Ankette katılımcılara erken tasarım aşamasında hangi modelleme tekniğin verimliliği ve tercih sebebi sorulmuştur. Katılımcılar mimarlık öğrencileridir ve çoğunluğu lisans eğitimine devam etmektedir. Kantitatif analiz yöntemleri olarak, z‐dağılımı olarak bilinen olasılık ve Ki‐kare dağılımına dayalı hipotez testleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında üç konu araştırılmıştır. Birincisi, erken tasarım aşamasında bir temsil tekniğinin verimlilik açısından önemli bir fark gösterip göstermediğidir. İkincisi, bir tekniğin diğerine göre tercih edilmesinin öğrencilerin deneyim düzeyine bağlı olup olmadığıdır. Burada deneyim düzeyine ilişkin iki gösterge, yani yaş ve öğrenim yılı ayrı ayrı analiz edilmiştir. Üçüncüsü ise, tercih nedenlerinin tespit edilmesidir. Çalışmanın sonuçları deneyim ve tercih arasında güçlü bir bağımlılık olduğunu göstermektedir. Fiziksel maket yoluyla model üretiminin daha verimli olarak değerlendirilmesine rağmen bilgisayar destekli modellemenin erken tasarım aşamasında daha sık tercih edildiği bulgusu ortaya konulmuştur. Sonuç olarak, daha az deneyimli öğrenciler CAD’i tercih ederken, daha deneyimli olanlar ise maket tekniğini tercih etmektedir. Son olarak ortaya çıkan bu farkın nedenleri analiz edilmiştir. CAD tercihi daha çok teknik ve ekonomik nedenlere dayandırılırken fiziksel maket yaparak modelleme ölçek algısına dayandırılmıştır. Elde edilen sonuçlar uzaktan eğitim ve yaş faktörü ilişkilendirilip tartışmaya açılmıştır. Fiziksel maket yaparak veya CAD yoluyla modelleme seçimi hem öğrencilerin hem de profesyonellerin tasarım süreçleri üzerinde güçlü bir etkiye sahip olabileceği için çalışmanın sonuçları gelecekteki olası mimarlık uygulamaları hakkında önemli ipuçları ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: Fiziksel modelleme, Bilgisayar destekli modelleme, Mimari tasarım stüdyoları, Erken tasarım aşaması

6. Genetik Algoritma Aracılığıyla Mimari Cephelere İlişkin Görsellerin Üretimi için Bir Model

 

Faruk Can Ünal

Sayfa 273-294

Ünal, F. C. (2023). Genetik Algoritma Aracılığıyla Mimari Cephelere İlişkin Görsellerin Üretimi İçin Bir Model. Journal of Computational Design (JCoDe), 4(2), 273-294.

https://doi.org/10.53710/jcode.1340880

ÖZET

Bu çalışmada, mekânsal artırılmış gerçeklik sunumlarında kullanılacak görselleri üretmek için mimari cephelere ilişkin genetik algoritma tabanlı bir model geliştirilmiştir. Öncelikle, mimari cepheye atıfta bulunan projeksiyon haritalama görselleri çalışma kapsamında incelenmiştir. Mimari cephelerin doluluk/boşluk ilişkisi, yapı elemanları ve 3. boyut etkisi üzerinden tanımlanabildiği görülmüştür. Bu çıkarıma dayalı olarak, cephenin mimari diline ilişkin projeksiyon haritalamalarının öncü örneklerinden birinde de kullanılan Hamburger Kunsthalle’nin cephesi çalışmada mimari cepheyi yeniden tanımlamak için kullanılmıştır. Modele dayalı görsellerin üretilmesi için genetik algoritma tabanlı bir çerçeve geliştirilmiştir. Hamburger Kunsthalle’nin yeniden tanımlanan cephesinde doluluk-boşluk ilişkisi, yapı elemanları ve 3. boyut etkisi üzerinden model sunulmuştur. Model, tanımlanan başlangıç görsel bileşenlerinden farklı görsel olasılıkların türetilmesine izin vermektedir. Tanımlanan başlangıç görsel bileşenleri, gen popülasyonunun üretilmesinde temel alınmaktadır. Seçilen mimari cepheye özgü olarak tanımlanan uygunluk fonksiyonları aracılığıyla üretilecek görsellerin belirlenmesini ve sınırlanması sağlanmaktadır. Üretilen görsellerin değerlendirme sıralamasına bağlı olarak uygun görseller seçilirken, uygun bulunmayanlar genetik işlemlerden geçirilerek gen havuzu zenginleştirilir. Bu aşamadaki değerlendirme sıralaması, döngüsel süreç içerisinde üretilecek görseller üzerinde etkili olmaktadır. Bu nedenle model kullanıcısı üretilecek görsellerde belirleyici bir role sahiptir ve kullanıcının cephenin mimari diline uygun görsel seçiminde uzman olması gerekmektedir. Bu model, genetik algoritma ve mekansal artırılmış gerçeklik kesişiminde mimari cephelerin dilini taşıyan sanal varyasyonlarını üretme ve sunma imkanı sağlamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Genetik algoritma, Mimari cephe, Görsel üretim, Projeksiyon haritalama, Mekansal artırılmış gerçeklik.

7.  Kamusal Açık Mekanların Veriye Dayalı Yaklaşımlar ile Keşfi: Beyazıt Meydanı Örneği

 

Gülce Kırdar

Sayfa 295-321

Kırdar, G. (2023). Kamusal Açık Mekanların Veriye Dayalı Yaklaşımlar ile Keşfi: Beyazıt Meydanı Örneği. Journal of Computational Design (JCoDe), 4(2), 295-321.

https://doi.org/10.53710/jcode.1325188

ÖZET

Bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması ile veriye dayalı yaklaşımlar karmaşık kent dinamiklerini anlamak ve kentsel karar alma sürecinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Çalışmada veriye dayalı yaklaşımlar kamusal mekanın gözlemlenmesi, analizi ve tasarım kararlarında uygulanması ders kapsamında geliştirilen atölye çalışması ile deneyimlenmiştir. Çalışma kapsamında geliştirilen atölye Çevresel Bilişim dersi kapsamında 27 öğrenci tarafından yürütülmüştür. Çalışma alanı Beyazıt Meydanı’dır. Çalışma kapsamında açık kamusal mekanlar veriye dayalı yaklaşımlar ile analiz edilmiş, analiz sonuçlarına dayanarak öğrencilerden mekandaki kullanıcı deneyim ve aktivitelerini arttıracak kentsel mobilya tasarımı geliştirilmesi beklenmiştir. Araştırma sorusu veriye dayalı yaklaşımların kamusal mekanların dinamiklerini keşfetmede nasıl yardımcı olacağını ve tasarım kararlarını nasıl destekleyebileceğini sorgular. Çalışmanın amacı kamusal alandaki kullanıcı kaynaklı kent dinamiklerinin farklı veri kaynakları keşfedilmesi, ilişkilendirilmesi ve kent dinamiğini arttırabilecek kentsel mobilya tasarım kararları alınmasıdır. Kentsel mobilya tasarımının kavramsal süreci veriye dayalı yaklaşımların sonuçlarına göre şekillenmiştir. Çalışmada öğrencilere alan gözlemi için Gehl Institute tarafından geliştirilmiş Kamusal Yaşam Ölçme Araçları (Public Life Tools) tanıtılmıştır. Öğrenciler belirli gruplara ayrılarak ilgili dijital takip uygulamaları ile alandaki kullanıcı aktivitelerini, kullanıcı profilini, canlı trafiği ölçmüşledir. Alanın kalitesini Gehl Institute tarafından belirlenen kriterlere göre değerlendirmişlerdir. Çalışma aşamalarını kamusal alandaki veriye dayalı ölçme ve gözlemleme yöntemlerinin dijital araçlar ile keşfi, verinin Coğrafi Bilgi Sistemi’nde (Geographic Information Systems: GIS) haritalanması, veri haritalama sonucunda veriler arasındaki ilişkinin tanımlanması oluşturmaktadır. Daha sonra veriye dayalı olarak kentsel mobilya konseptinin kavramsal tasarım kararlarının alınması ve tasarımını geliştirilmesi ile takip etmektedir. Veriye dayalı gözlem ve analiz yöntemlerinin kentsel mobilya tasarımında kullanıcı senaryoları geliştirme, kullanıcı profili belirleme ve ihtiyaçlarını belirleme bu bağlamda işlev kararlarını almada etkili olmuştur. Öğrencilere göre veriye dayalı karar alma süreci alandaki ihtiyaçların, problemlerin ve potansiyellerin belirlenmesinde etkili olmuştur. Öğrenciler çalışmanın kısıtları olarak dijital gözlem yöntemlerinin kullanımı ve GIS programının öğreniminin zor olduğunu belirtmiştir. Çalışma yürütülen alan çalışması üzerinden kentsel bilişim alanına katkı sağlamaktadır.


Anahtar Kelimeler: Kamusal açık alan, Dijital gözlem yöntemleri, Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS), Veriye dayalı yaklaşımlar, Kent dinamikleri. 

©2023 Journal of Computational Design & The Rectorate of Istanbul Technical University. All rights reserved.
Your continued use of this site signifies that you accept the terms of use.

Creative Commons License
The papers published in JCoDe are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.

Istanbul Technical University | Faculty of Architecture